Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Adnan Aslan, çelik sektörünün 2024 yılını bizler için değerlendirdi.
“2024 yılında ihracat fiyatımız ton başına 900 USD seviyesine kadar gerilemiştir”
Türk Çelik sektörü açısından 2024 yılı nasıl geçti? Arz-talep ve fiyatlar nasıl bir yol izledi?
2024 yılı Türk Çelik sektörü için zor bir yıl oldu. Çin yine dünya toplam çelik üretim/tüketiminin yüzde 60’ını domine eder durumda. Bir yandan Çin’in çelik fiyatlarını etkilemesi diğer yandan da global çelik endüstrisinde ciddi daralma yaşanması ihracatımızı zorladı.
Artan üretim maliyetlerine rağmen döviz kurunun düşük kalması ve çelik talebinin düşmeye devam etmesi şirketlere ve çelik sektörüne nasıl yansıyor?
Türk çelik sektörü için ana maliyetleri dolar bazında fiyatlanan hammadde ve enerji fiyatları belirlemektedir. Dolayısıyla Türk çelik sektörü için döviz kurlarının seviyesinden ziyade stabil seyir ve öngörülebilirlik daha önemlidir. Diğer taraftan talepte yaşanan düşüş ürün fiyatları üzerinde baskı oluşturmaktadır. 2022-2023 yıllarında çelik ürünleri ortalama ihracat fiyatımız ton başına 1000 USD’nin üzerindeyken 2024 yılında neredeyse 900 USD seviyesine kadar gerilemiştir.
“Dünya çelik sektörü içerisinde en temiz çeliği üreten ülkelerden biriyiz”
Karbonsuzlaşma konusunda yapılan / yapılması gereken yatırımlar çelik sektörüne nasıl yansıyor? Bu konudaki düşünceleriniz neler?
Son 5 yıldır karbonsuzlaşma sektörümüzün gündeminde yer alan en önemli maddelerden biri konumunda. Bu kapsamda dünya çelik sektörü içerisinde en temiz çeliği üreten ülkelerden biri olduğumuzu söyleyebiliriz. Çelik üretiminde emisyon 3 aşamalı olarak hesaplanıyor. Kapsam 1 olarak adlandırılan birinci aşama prosesin yarattığı emisyonu sorguluyor. Bunda başarılı bir seviyede olduğumuzu söyleyebiliriz. Kapsam 2 diye nitelendirilen enerji aşamasında da başarılı bir yol katettiğimizi vurgulayabiliriz. Şu anda Türkiye'de oluşturulan toplam enerjinin yaklaşık yarısı yenilenebilir enerjiden üretiliyor. Her ne kadar bu oran Avrupa ortalamasının üstünde gözükse de tamamen nükleer enerjiye dayalı Fransa ya da çok fazla yenilenebilir enerjiye dayalı İskandinav ülkeleri işin içerisine girdiğinde Avrupa ortalamasını düşürdüklerini ve Türkiye rakamları ile aranın kapandığını görüyoruz. Bu noktada yapmamız gereken olabildiğince yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak toplam içerisindeki payını arttırmak olmalı. Kapsam 3 ise lojistikle ilgili aşama ki; hem ham maddede hem de ihracatta uzak destinasyonlarla ilişki içerisinde olduğumuzdan maalesef ki ülkemizin orada biraz dezavantajlı konumda bulunduğunu belirtebiliriz. Bu şekilde değerlendirdiğimizde her şeyin baştan iyi planlanıp iyi yönetilmesi gerektiği kanısındayız. Bunu yapabilmek için de çalışanları, şirketleri ve tüm paydaşları bilinçlendiriyor olmamız lazım. Çelik İhracatçıları Birliği olarak düzenlediğimiz konferanslarla da bunu sağlamaya çalışıyoruz.
“Türkiye'de oluşturulan toplam enerjinin yaklaşık yarısı yenilenebilir enerjiden üretiliyor”
2025 yılında hurda, cevher ve çelik fiyatları nasıl bir yol izleyecek? 2025 için öngörüleriniz neler?
2025 yılında da globaldeki daralmanın devam edeceğine inanıyoruz. Çelik sektörü olarak uzun yıllara dayanan ihracat tecrübemizin sağladığı esnek pazar kabiliyeti sayesinde daralan ya da fiyat tutturmakta zorlandığımız ülkeler yerine daha iyi kâr marjı ile ihracat yapabileceğimiz bölgeleri hedeflemeye devam edeceğiz.
Son olarak çelik sektörüne dair görüşleriniz ve eklemek istedikleriniz varsa belirtiniz…
Çin'in bu kadar baskın bir şekilde ihracat yapması hem diğer ihracat yapan ülkeler üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor hem de fiyat açısından ve satış açısından pazarları zorluyor. Diğer yandan ihracat pazarlarımızın yüzde 40 ile en büyüğünü oluşturan Avrupa’da talep yüzde 30’ların altına gerilemiş vaziyette. Oradaki talebin daralması da bizi negatif etkiliyor. Bunların yanı sıra son beş senedir korumacılık zaten negatif etki yaratıyor. Bunların hepsi üst üste toplanınca ve korumacılıkla satabildiğimiz pazar sayısı da azalmışken imkanlarımızın daha da daraldığı söylenebilir. Tüm bunlar çelik sektörümüzün performansını aşağıda tutuyor. Her şeye rağmen çalışmalarımızı sürdürerek ülke ekonomimize katkı sağlamaya devam edeceğiz.
“Avrupa’da talebin daralması Türk çelik sektörünü negatif etkiliyor”