AB ve ABD’de başlayacak faiz indirimlerinin bu ülkelerde talep artışına yol açacağı ve 2024-2025 yıllarında bu pazarlara çelik ihracatımızın artabileceğini dile getiren Soybaş Demir Çelik Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Soybaş; Türk çelik sektörünün tüm ihracat pazarlarında aktif, dinamik ve iyi yetişmiş profesyonel ekiplere sahip dünyadaki en rekabetçi çelik sektörlerinden biri olduğunu ve dünyanın değişken koşullarında hızlı ve doğru karar alma, yeni durumlara adapte olma yeteneğine sahip olduğunun altını çiziyor. Türk çelik sektörünün dünü, bugünü ve geleceğine dair görüşlerini dile getiren Ahmet Soybaş ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.

Türk Çelik sektörünün genel durumunu bizler için yorumlar mısınız?

Çelik sektörü 2023 yılını nasıl geçirdi? 2020-2021 yıllarını beklenmedik pandeminin, 2022’yi Rusya-Ukrayna savaşının dünyaya, ülkemize ve çelik sektörüne verdiği etkileri yaşayarak geçirdik. 2023 yılının ise, son 3 yılda yaşanan arz-talep dengesizliği, tedarik zincirlerindeki değişimler, ambargolar ve enerji maliyetlerindeki artışlar gibi çelik fiyatlarını etkileyen gelişmelerin normalleşmeye başlayacağı bir yıl olacağını öngörüyordum. Ne yazık ki 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, hem halkımızı derin yasa boğan hem de ülkemizi ve çelik sektörünü büyük ölçüde etkileyen bir felaket yaşanmasına yol açtı ve çelik sektöründe bir kez daha normal dışı bir yıl yaşanmasına sebep oldu.

6 Şubat’tan itibaren ülkemizin 5 ana çelik üretim üssünden biri olan İskenderun bölgesi çelik fabrikalarının deprem nedeniyle 2-3 ay süreyle duruşa geçmesi, çelik fiyatlarının Mayıs ayına kadar 30% civarında yükselmesine ve Uzakdoğu kaynaklı ithalatın büyük ölçüde artmasına yol açtı. Mayıs ayından itibaren ise, üretimlerin normale dönüşü ve arz talep dengesinin arz yönünde fazlaya geçmesiyle birlikte fiyatlar düşüşe geçti. Yaz dönemindeki klasik Avrupa/Amerika tatilleriyle de birleşince yaklaşık 5-6 ay süren bir düşük talep ve buna bağlı fiyat düşüş dönemi yaşandı.

Kasım ayı başında, belli bir süredir zarar etmekte olan Çinli çelik üreticilerinin fiyat artış kararları ve 31 Ekim’de Ticaret Bakanlığı’mızın açıkladığı HRC ve Filmaşine yönelik anti damping soruşturmalarının pozitif etkileri birleşince yurtiçi ve yurtdışı talepte iyileşme yaşandı. Ayrıca neredeyse son 3,5 yılın en düşük seviyelerinde olan çelik fiyatları ve düşük stok miktarları tüm segmentlerden alım talebinin gelmesini sağladı, buna bağlı olarak da hem hammadde hem de çelik fiyatlarında Aralık ayı sonuna kadar 15% civarında bir artış yaşandı, fabrikalarda terminler 2 ay üzerine çıktı.

Sonuç olarak, yılın ilk yarısındaki kârların bir kısmı 3’üncü çeyrekte geri verilse de, 2023 yılsonunda son 4 yıldır olduğu gibi çoğu yassı ve uzun çelik üreticisi, haddehane, boru profil üreticisi, ÇSM ve çelik ticaret firmaları yılı olumlu bir şekilde kapattı.

Ancak ülkemiz, yılın 2’nci yarısında devreye giren kapasite artışlarına rağmen, 2023 yılını yaklaşık 33 milyon ton çelik üretimiyle 2021’deki 40 milyon ton rekor üretimden ve 2022’deki 35 milyon tondan sonra 2’nci kez yıllık üretim düşüşüyle kapattı. Ayrıca yıl boyunca Türk çelik üreticilerden ciddi oranda düşük fiyatlı olan Uzakdoğu kaynaklı çelik ürünleri nedeniyle artan ithalat ve ihracat pazarlarındaki talepsizlik ve AB / ABD’deki koruma önlemleri ve azalan ihracat rakamları sebebiyle, sektörümüz 7 yıldan sonra ilk kez çelik ürünlerinde net ithalatçı oldu.

Umuyoruz ki, özellikle yılın ikinci yarasından itibaren dünyada ve ülkemizde düşmeye başlaması beklenen faiz oranları sayesinde 2024 yılını 2023 yılından daha iyi üretim, tüketim ve ihracat rakamlarıyla kapatabiliriz.

Piyasaların genel durumu ve enflasyonun yükselmesi sizce çelik sektörünü nasıl etkiledi? 2024 yılında çelik sektörünü neler bekliyor?

TCMB’nin Eylül 2021’den – Şubat 2023’e kadar süren faiz indirimleri ve hükümetin pandemi ile Rusya- Ukrayna savaşlarının ekonomiye negatif etkilerini azaltmak amacıyla sürdürdüğü ekonomiyi canlandırıcı politikaları nedeniyle 2021 yılsonunda 36% ye kadar yükselen yıllık Tüfe, Ekim 2022’de 20 yıllık rekor olan 85%’ye ulaştıktan sonra 2022’yi yaklaşık 65% ile kapattı. Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar sürdürülen düşük faiz politikasına, seçimlerinden sonra iş başına geçen yeni ekonomi yönetiminin faiz artış ve ortodox ekonomi politikalarına dönüş kararlarıyla son verilmiş oldu. 2022 ve 2023’teki düşük faiz döneminde enflasyonu kontrol etmek amaçlı kullanılan kısıtlayıcı kredi ve para politikaları da kademeli olarak normalleşme sürecine girdi.

2023 ortasına kadar süren düşük faiz döneminde, yükselen enflasyona rağmen artan tüketimler, yatırımlar ve büyüyen inşaat sektörü sayesinde çelik sektörü de bu dönemden pozitif anlamda etkilendi. Ancak son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyonun daha da artmaması ve yeniden tek haneye inilebilmesi için faiz artışları zorunlu hale geldi. Özellikle TCMB faizinin 40% seviyesine ulaştığı 2023 son çeyreğinde, özel bankaların piyasaya verdikleri kredilerde artışlar yaşansa da, yüksek kredi maliyetleri nedeniyle düşen tüketim harcamaları ve yatırımlar, çelik sektörüne de talep düşüşü olarak yansıdı.

Düşen tüketim ve ihracat rakamları, bazı çelik üreticilerinde üretim kısıntılarına gidilmesini yol açtı ve 2023’te çelik üretimi 33 milyon tona kadar düştü. 2024 yılında ise, hem ülkemizde hem de dünyada düşüşe geçmesi beklenen enflasyon rakamlarına paralel olarak faiz indirimlerinin başlaması ve talepte kademeli olsa da artışlarının yaşanacağı öngörülüyor.

AB ve ABD faizlerinde tahminen yılın 2 veya 3’üncü çeyreğinde, ülkemizde ise 4’üncü çeyrekte faiz indirimlerine başlanacağı tahmin ediliyor. AB ve ABD’de başlayacak faiz indirimlerinin, bu ülkelerde talep artışına yol açacağı ve 2024- 2025 yıllarında bu pazarlara çelik ihracatımızın artacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde ise, 2023 yılının ikinci yarısında devreye giren ve 2024’te de devam edecek kapasite artışları ve bazı ülkelerden ithal edilen HRC ve filmaşine karşı açılan antidamping soruşturmalarının da etkisiyle hem çelik üretimi artacak hem de ithalat bir miktar azalacaktır. 2024’te yeniden 35-40 milyon ton arasında bir üretim rakamına ulaşacağımızı ve net ihracatçı olacağımıza inanıyorum.

Son olarak çelik sektörüne dair neler söylemek istersiniz?

Türk çelik sektörü, neredeyse tüm üreticileri ve sektör oyuncuları işlerinin başında 2. ve 3. kuşak aile şirketlerinden oluşan ve 40 yıldır tüm ihracat pazarlarında aktif, çok dinamik ve iyi yetişmiş profesyonel ekiplere sahip dünyadaki en rekabetçi çelik sektörlerinden biridir.

40 yıldır ülkemizin ve dünyanın değişken ekonomik siyasi koşullarında işlerini başarıyla yürüten sektörümüz hızlı ve doğru karar alma, yeni durumlara adapte olma yeteneğine sahiptir. Ayrıca sektörümüz, yeşil dönüşüm ve karbon sınırlamalarının devreye girmeye başlayacağı önümüzdeki dönemlerde, ağırlıklı olarak hurdadan üretim yapması ve ABD/AB’ye göre yeni ve güncel üretim teknolojilerine sahip olmasıyla büyük avantaja sahiptir.

2024-2025-2026 yıllarında hem ülkemizde hem de dünyada yaşanması beklenen faiz indirim sürecinde sektörümüz yoluna büyüyerek yoluna devam edecek ve üretim miktarını yıllık 50 milyon tona doğru arttırarak dünyanın yedinci, Avrupa’nın birinci en büyük çelik üreten ülkesi olacaktır.

Yeni yılın hem çelik sektörüne hem de tüm dünyaya başta sağlık olmak üzere başarı, mutluluk ve huzur getirmesini temenni ediyor, herkesin yeni yılını Steel Türk Dergisi vasıtasıyla kutluyorum.

(Bu içerik SteelTürk Dergisi tarafından hazırlanmıştır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.)