Kesan Sac Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Hinze ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
“Global pazarda etkinliğimizi artırmak için yatırımlarımızı sürdürüyoruz”
Firmanızı tanıtarak başlayalım. Kesan Sac’ın çelik sektöründeki yerini ve sunduğu hizmetleri nasıl tanımlarsınız?
Kesan Sac, 1984 yılından bu yana çelik sektöründe faaliyet gösteren, Türkiye’nin önde gelen çelik servis merkezlerinden biridir. Ana faaliyet alanımız yassı çelik ticareti olup, son yıllarda paslanmaz çelik, alüminyum, hadde profilleri ve uzun ürünlerle de ürün yelpazemizi genişlettik. Bursa Nilüfer ve Kocaeli Çayırova’daki tesislerimizde dilme ve boy kesme hatları ile otomotiv, beyaz eşya ana üreticileri ve yan sanayileri, savunma sanayiine hizmet veriyoruz. Enerji ve inşaat sektöründe de faaliyetimizi arttırdık. Aynı zamanda İstanbul Tuzla’da boru ve profil üretimi yaparak müşterilerimize geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Sektördeki güçlü konumumuzu kalite ve müşteri odaklı yaklaşımımızla sürdürüyoruz.
Çelik sektöründe yeşil enerjiye geçiş süreci nasıl ilerliyor? Sizce bu geçişin uzun vadeli etkileri ne olacak?
Yeşil enerjiye geçiş, çelik sektöründe kaçınılmaz bir dönüşüm yaratıyor. Elektrikli ark ocakları ile çelik üretimlerinin arttığını görüyoruz. Bu sayede sadece üretimde değil, geri dönüşümde de karbon ayak izinde tasarruflar sağlamaktadır. Ancak bu dünya genelinde bir yılda salınan yaklaşık 37 milyar tonluk CO2 salınımın yanında ne kadar önem arz edecektir?
Avrupa’nın 11 milyon ton/yıl kapalsiteli bir çelik üreticisinin sadece 2,5 milyon ton yeşil çelik üretimi için yapılması planlanan ve başlanılan yatırım tutarı 2 milyar Euro’dur. Bu örneği neden veriyorum? Tüm dünyada toplam CO2 salınımının %60’ını dünyanın en büyük ilk 50 şirketi yapmaktadır. Bu şirketlerin içinde çelik üreticisi bulunmamaktadır. Burada asıl dikkatin çekilmesi gereken şirketler petrol, doğal gaz ve kömür üreticisi enerji şirketlerdir. Karbon ayak izininin en yüksek olduğu ülkeler arasında ilk sıraları Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi ülkelerin aldığı dikkatlerden kaçırılmamalıdır. Öyle ki bu ülkelerin kişi başı karbon ayak izi miktarları ABD’nin bile 2,5 katına ulaşmaktadır. Alman WirthschaftsWoche’de yayınlanan ve 10 sektörü konu alarak yapılan araştırmalarda da enerji sektörünün CO2 salınımında başı çektiği, karbon ayak izinin azaltılması konusunda da her hangi bir aksiyon planlamadıkları görülmüştür. Kaldı ki bu şirketlerin alacağı %1’lik bir önlem dahi 1 yıl gibi kısa sürede çelik sektörünün bugünden alacağı önlemlerin önümüzdeki 10 yıl sonra hayata geçeceğini ve etkisini kıyaslarsak çözümün yanlış yerlerde arandığı görülecektir.
Türkiye çelik sektörü, Avrupa Birliği’nin karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik baskılarıyla karşı karşıya. Bu baskıların sektöre ve firmanıza etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’nin karbon salınımı dünya ortalamasına göre düşük olsa da, Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi düzenlemeleri, sektörümüz üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Bu düzenlemeler, Türk çelik üreticilerini karbon emisyonlarını azaltmak için maliyetli yatırımlar yapmaya zorluyor. Bu durum, özellikle küresel rekabet gücümüzü zayıflatacaktır. Çünkü Avrupa’da yeşil çelik yatırımlarına devlet de dahil edilmektedir ancak ülkemizin içinden geçtiği bu zor süreçte sektörümüzün böyle bir destek alabileceğini düşünmüyorum. Gelişmiş olan ülkelerin ülkemizde yapılacak olan bu yatırımlara destek vermeleri sağlanmalıdır.
Türkiye’nin çelik sektörü global pazarda nasıl bir konumda? Kesan Sac A.Ş. bu pazarda nasıl bir rol oynuyor?
Türkiye, dünya çelik üretiminde önemli bir oyuncu olarak konumlanmıştır. Ancak, küresel pazarda rekabetçi kalabilmek için üretim kalitesi, maliyet etkinliği ve sürdürülebilirlik kriterlerine odaklanmamız gerekiyor. Günümüzde ithal ettiğimiz sıcak rulo ile ihrac ettiğimiz sıcak rulo arasında ithalat lehine ortalama 45 usd/ton’luk fiyat farkı vardır. Bu da daha katma değerli ürünlerin üretilmesi gerektiğini göstermektedir. Kesan Sac A.Ş. olarak, ihracat pazarlarında rekabet gücümüzü korumak için kalite odaklı, öncelikle otomotiv sektörünün kullandığı nitelikli çeliklere yoğunlaşıyor ve müşteri memnuniyetini her zaman önceliğimiz olarak görüyoruz.
Hammadde tedarik süreçleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Global tedarik zincirindeki zorluklar Kesan Sac’ı nasıl etkiliyor?
Hammadde tedariki, çelik sektörünün en kritik unsurlarından biridir. Kesan Sac olarak, hammaddeyi hem yurtiçinden hem de yurtdışından temin ediyoruz. Çelik servis merkezi olduğumuz için değişen koşullara çok hızlı adapte olabiliyoruz. Özellikle son dönemde çelik sektöründeki yavaşlama bize daha çeşitli ürünlere yurt içi ve yurt dışından olmak üzere daha hızlı erişim imkanı sağlamış ve finansal olarak da maliyetlerimizi düşürmüştür. Bu süreçte hem cirolarımız hem de karlılığımız geçen yıla kıyasla katlanarak artmıştır.
Kısa ve uzun vadeli planlarınızdan bahseder misiniz? Gelecekteki vizyonunuz nedir?
Kısa vadede, üretim kapasitemizi artırmak ve mevcut müşterilerimize daha yenilikçi çözümler sunmak için yatırımlarımızı sürdürmeyi planlıyoruz. Uzun vadede ise, global pazarlarda daha güçlü bir varlık göstermek ve sürdürülebilirlik alanında öncü bir rol oynamak istiyoruz. Bunula ilgili çalışmalarımıza geçen yıl başlamış olup 2025 yılında yatırımımıza başlayacağız. Dijitalleşme, inovasyon ve çevre dostu üretim süreçlerine de yatırım yaparak, faaliyetlerimizi çok daha geniş ürün yelpazesi ile sürdürmeyi hedefliyoruz.