“Türkiye’nin Responsiblesteel™ sertifikası alan ilk çelik üreticisi olduk”

Türkiye’nin en büyük ve en yüksek kaliteli galvanizli çelik üreticisi olan Borçelik; her alanda sürdürülebilir olmayı hedefliyor ve karbonsuzlaşma konusunda önemli projeler yürütüyor. 2030 yılına kadar operasyon kaynaklı emisyonlarında yüzde 47 azaltma, 2050 yılına kadar ise net sıfır hale gelmeyi amaçlayan Borçelik; yatırımlarına da ara vermeden devam ediyor. Borçelik Genel Müdürü Kerem Çakır ile çelik sektöründeki yaşanan gelişmelerden tutun da karbonsuzlaşma projeleri ve otomotiv sektöründeki dönüşümlere kadar pek çok şeyi konuştuk. Röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.

Öncelikle 2023 yılı Borçelik açısından nasıl bir yıl oldu? Yatırımlarınız, üretim ve satış rakamlarınız ve genel piyasalar hakkındaki değerlendirmelerinizi bizlerle paylaşır mısınız?

Çelik sektörü 2023 yılına genel olarak 2022 yılından devam eden talep daralması, yüksek üretim maliyetleri, ekonomik durağanlık ve yüksek enflasyon etkileriyle başladı. Ülkemiz özelinde 2023 yılında yaşadığımız elim Kahramanmaraş depremleriyle sektörün önemli tesisleri birçok değerli çalışanını kaybetti ve üretime ara vermek zorunda kaldı. Kapasite, ekipman ve insan kaynağı kaybına yol açan bu süreç hem Türkiye hem de yerli çelik üreticilerimiz için zorlu bir dönem oldu. Bunun dışında Türkiye’nin ana ihracat pazarı olan AB’deki talep düşüklüğü, enflasyon ve Rusya- Ukrayna savaşının devam eden küresel etkileri yerli çelik piyasasında durgunluk yaratan diğer önemli etkilerden oldu. Öte yandan çelik sektörü için vazgeçilmez bir konu haline gelen korumacılık önlemleri 2023'te de hareketli bir gündem oluşturdu. Devam eden Türkiye sıcak sac anti-damping, AB Safeguard, ABD Section 232, AB HDG anti-damping davalarının yanı sıra, mayıs ayı itibarıyla uygulamaya giren yassı çelik gümrük vergisi artışından Borçelik olarak olumsuz etkilendik. Hammaddemiz olan sıcak saca getirilen vergi artışı, biz haddecilerin rekabetçiliğini tehdit ediyor, cari açığın artmasına, enflasyonun yükselmesine, istihdamın azalmasına neden oluyor. Gümrük vergi artışları ile hizmet verdiğimiz otomotiv, beyaz eşya gibi sektörler iç piyasadan galvanizli veya soğuk sac almak yerine bu ürünleri doğrudan ithal etmeye yöneldiler. Bu durum katma değerin ülkemiz dışına kaymasına neden oldu.

Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye'nin en büyük üretim kapasitesine sahip ve en yüksek kaliteli galvanizli çelik üreticisi Borçelik olarak otomotiv, beyaz eşya, ısıtma-havalandırma, yapı-inşaat ve makine sanayii gibi ihracatımızın omurgasını oluşturan lokomotif sektörlerin stratejik tedarikçisi olarak faaliyetlerimizi sürdürmeye devam ettik. Seneyi bütçemize paralel bir performansla geride bıraktık.

2024 yılında yassı çelik sektörü arz ve talep bakımından sizce nasıl bir yıl geçirecek? Bununla birlikte fiyatlar nasıl bir yol izleyecek?

2023 yılında yaşadığımız talep düşüklüğü ve ekonomik etkilerin 2024 yılında da sektörümüz açısından devam edeceğini öngörüyoruz. Bu konularda bir rahatlama olmazsa, fiyat dalgalanmaları, üretim duruşları ve dolayısı ile kapasite kullanım oranları düşük seyretmeye devam edecektir.

Talep tarafına odaklandığımızda, Worldsteel'e göre 2024 yılında çelik talebinin %1,9 artarak 1,8 milyar tona ulaşması bekleniyor. Çin için 2024'e dair görünüm belirsiz olsa da çelik talebinin en azından 2023 seviyesini koruyacağı öngörülüyor. AB içinse, yılın ilk yarısında durağanlığın devam etmesini, ikinci yarıda ise pazarın hareketlenmesini bekliyoruz. Türkiye'de ise depremle bağlantılı inşaat faaliyetleri kaynaklı çelik talebinde bir artış gerçekleşebilir ancak ekonomik durum nedeni ile talep belirsizliğini koruyor.

Korumacılık önlemleri açısından değerlendirdiğimizde, Ekim 2023'te Türkiye'nin Çin, Rusya, Japonya ve Hindistan'a karşı açtığı sıcak sac davasının sonuçlanması beklentisiyle birlikte, 2024'te korumacılık önlemlerinin olumsuz etkilerini iç piyasada daha derin bir şekilde hissedeceğiz. AB Safeguard önleminin Temmuz 2024'te sona ermesi bekleniyor. Ancak, devam eden AB sıcak ve galvanizli sac anti-damping vergileri ve ABD Section 232 önlemleri nedeniyle ihraç pazarlarımızda bir rahatlama olmayacaktır.

Özetle, 2024 yılı için 2023 yılına benzer bir senaryo bekliyoruz. Son birkaç senedir çelik sektörünü de önemli derecede etkileyen, Covid 19, Rusya-Ukrayna savaşı, Kahramanmaraş depremleri gibi olayların olduğu dönemdeki fiyat dalgalanmalarını da göz önünde bulundurursak, fiyatlar için bir öngörüde bulunmak çok zor. Fiyat tahminlerimiz belirsizliğini koruyor.

Otomotiv sektörü büyük bir dönüşüm içerisinde… Fosil yakıttan elektrikli araçlara yoğun bir geçiş var. Bu durum yassı çelik sektörüne, özellikle soğuk haddeleme yapan tesislere sizce nasıl yansıyacak?

Elektrikli araçlara geçişte, çelik sektörüne etki eden önemli konulardan biri enerji gereksinimini azaltacak hafif malzemelerin kullanımı yönündeki çalışmalar. Bu amaçla, gelişmiş mekanik özelliklere sahip çeliklerin kullanımı da artacaktır. Örnek vermek gerekirse yüksek dayanımlı çelikler (AHSS) veya çift fazlı (DP) çeliklerin talebinde artış beklemekteyiz. Borçelik gibi otomotiv sektörüne yüksek kalitede hizmet verebilen galvanizli ve soğuk sac üreticileri için ileride yüksek kalite çelik üretmek daha da önem kazanacaktır diyebiliriz.

“Otomotiv sektörünün dönüşümünü yakından takip ediyoruz”

 

Otomotivdeki bu değişim üretim proseslerini ve ürün çeşitliliğini nasıl etkiliyor?

Borçelik olarak, bu değişimle beraber, en önemli pazarımız olan otomotiv sektörünün üretim proseslerine de katkı sağlamayı hedefleyen, müşterilerimizin de sürece dahil olduğu projeler yürütüyoruz. Ülkemizde üretimi olmayan ya da ithal edilen yeni nesil çeliklerin geliştirilmesi, şekillendirme analizleri ve pres verimliliklerinin artırılması gibi farklı kapsamlarda sürdürülen bu projelerde, tüm otomotiv sektörü tarafından yaygın olarak kullanılan modelleme, optik ölçüm, simülasyon ve tasarım yazılımlarını kullanıyoruz.

Aynı zamanda, dünyanın en büyük çelik üreticilerinden ve otomotiv sektörü sac tedariki liderlerinden olan diğer hissedarımız ArcelorMittal’in de deneyim ve bilgi birikiminden faydalanarak, ciddi bir rekabet avantajı yaratıyoruz.

Otomotivde olduğu gibi çelik sektörü de büyük bir dönüşüm içerisinde. “Karbonsuzlaşma” yani yeşil çelik konusunda küresel çapta önemli adımlar atılıyor. Bu durum küresel çelik sektörüne sizce nasıl yansıyacak? (Entegre- ark ocaklı tesisler arasındaki rekabet durumu, maliyetler, teknolojik yenilikler vb)

Yeşil çelik konseptini yakından takip ediyor, karbonsuzlaşma çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bu bağlamda Avrupa Birliği küresel düzeyde öncü rol oynamakta ve sektörün karbonsuzlaşmasının da AB uygulaması olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) çevresinde şekillendiğini gözlemlemekteyiz. Ekim 2023’te belli adımlarla devreye giren mekanizma ile Borçelik olarak raporlama çalışmalarımızı hızlandırdık, sürdürülebilirlik alanındaki çabalarımızı da artırmış bulunmaktayız. Ülkelerin ve tesislerin karbon yoğunluğunu düşürmeyi amaçlayan bu mekanizma 2026 yılında finansal yükümlülükleri (Avrupa Birliği’ne girecek malzemelerde sınırda karbon vergisi uygulaması) ile devreye girdiğinde düşük karbonlu çelik ürünlerine talebin artması kaçınılmaz olacak, ark ocaklı tesisler avantajlı konuma gelecektir. Hali hazırda birçok entegre tesisin ark ocağı yatırımı yaptığını gözlemlemekteyiz. Tabi hurda talebi de aynı şekilde artacaktır. Ancak hurda arzının sınırlı olduğu düşünülürse dünyanın en büyük hurda ithalatçısı ülkemiz için, hurdaya erişimin zorlaşması kaçınılmaz. Kısaca, ileride düşük karbon emisyonuna sahip çelik talebi artacak, bununla beraber ark ocaklı veya DRI (sünger demir/ direkt redüklenmiş demir) teknolojisi ile üretilmiş çeliklerin ön plana çıkmasını beklemekteyiz.

Borçelik; çevre duyarlılığı ve sürdürülebilirlik kavramlarına özen göstererek faaliyetlerini sürdüren bir firma. Karbonsuzlaşma ve sürdürülebilirlik konusunda yaptığınız çalışmaları bizlerle paylaşır mısınız?

Borçelik olarak her alanda sürdürülebilir olmayı hedefliyoruz. Bu konuda iklim-insan-inovasyon odak alanlarında önemli projeleri hayata geçiriyoruz. İklim başlığı altında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla 2030’a kadar operasyon kaynaklı emisyonlarımızı yüzde 47 azaltma, 2050’de net sıfır hale getirme hedefimiz var. Birçok karbonsuzlaşma projesi yürütüyoruz. Emisyonlarımızın hesaplama, doğrulama ve raporlamasını gerçekleştiriyoruz. Emisyon takip ve izleme sistemlerimizi geliştiriyoruz. Otomasyon alt yapılarımızda iyileştirmeler yapıyor, bu konuda özelleşmiş yazılımlara yatırım yapıyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı bir çerçeveye oturtmak amacıyla, çelik endüstrisinin ilk küresel çok paydaşlı standart ve sertifikasyon girişimi olan “ResponsibleSteel” derneğine üye olduk ve ilkeleriyle sürçlerimizi uyumlu hale getirerek, başarılı bir denetim süreci sonunda Gemlik tesisimiz ile Türkiye’nin Responsıblesteel™ sertifikası alan ilk çelik üreticisi olduk.

“Yeni hidrojen fırınlarımızı 6 milyon dolar tutarında yatırımla devreye aldık”

 

Borçelik 2024 yılında neler yapmayı planlıyor? Yatırımlarınız ve hedefleriniz hakkında bizlere neler söyleyebilirsiniz?

Paydaşlarımıza karşı fark yaratarak bir adım önde olmaya devam etmek, katma değerli ürün üreten ihracatçı sektörlere destek olmak, ithalatı ikame edebilmek ve bu sayede millileşmeye destek verebilmek sürdürdüğümüz temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu sayede Türkiye’nin en büyük ve en yüksek kaliteli galvanizli çelik üreticisi konumumuzu korumak istiyoruz. Yol haritamızda hizmet ve kaliteyle farklılaşmak var. Tabii ki verimlilik, rekabetçi maliyet yapımız bir endüstriyel şirket olarak olmazsa olmazımız ama bizim sadece bunları ön plana koyan bir bakış açımız olmadı. Bu yüzden ayrı bir müşteri teknik hizmetleri departmanımız, müşteriyle birlikte proje üreten Ar-Ge merkezimiz var. Bu sayede hep özel kaliteleri ve ebatları üretebilecek, ithal ikame sağlayacak servis paletimizi artıracak yatırımlarımız ön plana çıkıyor. 2024 yılında da ülkemize değer katan lokomotif sektörlerde pazar payımızı ve o sektörlere sunduğumuz çözümleri geliştirmeye devam etmeyi amaçlıyoruz.

Yatırımı, sadece kapasite artırımı olarak görmüyoruz.  Servis kalitemizi artıracak, bizi dijitalleştirecek, esnekleştirecek her yatırım, bizim için değerli yatırım anlamına geliyor. Her yıl düzenli olarak insan kaynağı da olmak üzere bu konulara yatırımlarımız oluyor. Örneğin 2023 yılında soğuk sac üretim kapasitemizi değiştirmeyen ancak emisyon, kalite ve verimlilik açısından önemli fayda sağlayan yeni hidrojen fırınlarımızı yaklaşık 6 milyon dolar tutarında yatırımla devreye aldık, üretim yönetim sistemimizi (MESS) yeniledik, sektörümüzde ilk olarak SAP Hana geçişini yapan firmayız. Büyüyen otomotiv sektörüne ve bahsettiğimiz yüksek mukavemetli çelik ihtiyaçları başta olmak üzere tüm yeni ihtiyaçlara yönelik mevcut ithalatın da ikamesini sağlayacak yeni bir yatırım için çalışmalarımız devam ediyor.  

“Sektörümüzde ilk olarak SAP Hana geçişini yapan firmayız”

 

2023 yılı ekonomik ve finansal açıdan ülkemiz açısından zor bir yıl oldu. 2024 yılında da bu durumun devam edeceği öngörülüyor. Özellikle finansal kaynaklara erişimin zorlaşması, yükselen faizler, iş gücü maliyetleri ve kredilerin kısılması çelik sektörüne nasıl yansıdır? Bu durum Borçelik’e hammadde temini- üretim- satışlar bazında nasıl yansıyor?

Çelik sektörü, hem hammadde (demir cevheri, kok kömürü, hurda) hem de ara ürün (slab, kütük, sıcak sac) açısından ithalata bağımlı bir sektör olmakla birlikte, aynı zamanda yüksek ciro yaratan ülkemizin en büyük ihracatçı sektörlerinden de biri.

Büyüklüklerden bahsetmek gerekirse, geçtiğimiz sene sektöre ait hammadde ithalatı 10 milyar dolar, ara ürün ithalatı ise 3 milyar dolar, ihracat ise 8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Böyle bir büyüklük için, yukarda bahsettiğiniz tüm unsurlar işletme sermayesini her zamankinden çok daha dikkatli yönetmemizi gerektiriyor. Alım ve satımda finansal maliyetleri olabildiğince güncel piyasa koşullarına uyumlu hale getirme çabası içinde oluyoruz.

2023 yılının ilk yarısını, net ihracatçı olmayan bir firma olarak kısıtlı bir finansman kaynağı ve kur riskine maruz kalarak yönetmek durumunda kaldık. 2023 ikinci yarısından itibaren, para politikalarında normalleşme dönemine girilmesiyle birlikte gerçekleşen regülasyon değişiklikleri borçlanma imkanlarına kavuşma açısından belirli bir rahatlama sağlamış olsa da çelik sektöründeki uluslararası rakiplerimize göre hala yüksek maliyetlere katlanmak durumunda kalıyoruz. Ayrıca özellikle ihracat bedellerinin tahsilatındaki uygulama mevcut koşullarda bizi biraz daha zorlamakta, benzer şekilde çelik sektöründe KDV’nin tevkifatlı alımı da yine ek mali yükler yaratmaktadır. Pek tabi ki tüm bu unsurlar rekabetçiliğimizi azaltmaktadır.

turkiyenin-en-buyuk-ve-en-yuksek-kaliteli-galvanizli-celik-ureticisi--borcelik-5806.gif (840×470)