Çelik sektöründe yarım asrı aşkın tecrübesiyle faaliyetlerini sürdüren Hasçelik, Türkiye’nin en büyük vasıflı parlak çelik üreticisi konumunda… 8 ilde yer alan toplam 5 üretim tesisi, 11 çelik servis merkezi ve yurtdışı ofisleriyle Avrupa’nın sayılı üreticilerinden biri haline gelmiş koca bir çınar Hasçelik… En büyük mottosu yenilik ve gelişim olan firma, yaptığı yatırımlarla ülkemizin kazanımlarını ön planda tutuyor. Sınırlarını aşan ve sürekli gelişmeyi ön planda tutan Hasçelik, girişimci ruhuyla ülkemizin ve dünyanın ihtiyaçlarının neler olduğunu sorgulayarak dünya standartlarında üretim gerçekleştiriyor. 35 milyon Euro yatırım bedeli olan TOSB’da gerçekleştirdiği krom kaplı mil tesisi ile Avrupa’nın bu alandaki en modern tesisi olan Hasçelik, yine 150 milyon Euro yatırım bedeliyle 2024 yılının son çeyreğinde faaliyete geçecek olan çelikhane yatırımıyla da ihracat oranlarını 2 katına çıkarmayı hedefliyor.

HASÇELİK CEO & Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Naci Faydasıçok ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.

Konya’da 1968 yılında temelleri atılan ve aradan geçen 55 yılı aşkın süre içerisinde Türk vasıflı çelik sektörünün zirvesine oynayan, Avrupa’nın sayılı çelik üreticilerinden biri haline gelmiş koca bir çınar Hasçelik… Nedir bu başarının sırrı? Bu seviyelere gelişinizi nelere bağlıyorsunuz?

Çelik sektöründe 55 yılı geride bırakan bir şirket olarak her zaman katma değerli üretimi savunduk. Yaptığımız tüm yatırımlarda sadece Hasçelik’i değil, ülkemizin kazanımlarını da ön planda tuttuk. Bu anlamda dünyanın farklı bölgelerine ihracat yaparken Türk malı algısının pozitif anlamda yayılmasına ve dünyada Türk şirketlerin iş yapış şekillerindeki yüksek seviyedeki profesyonelliğine dikkat çekmeye çalıştık.

Şirketimizin başarısının sırlarından biri, sürekli olarak Ar-Ge'ye ve teknolojik gelişmelere yatırım yapmaktan geçiyor. Bu sayede, sektördeki en son trendleri takip ederek ürün portföyümüzü güncel tutuyor, müşterilerimize en iyi kaliteyi sunuyoruz. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konularına olan duyarlılığımızla da öne çıkıyoruz. Hasçelik'in başarısının diğer bir unsuru da global pazarlarda etkin bir oyuncu olmasından kaynaklanıyor. Dünyanın farklı bölgelerine yaptığımız ihracatlarla, Türk şirketlerinin yüksek profesyonellikle iş yapma kabiliyetini dünyaya gösterme çabasını ön planda tutuyor; ülkemizi uluslararası arenada temsil etmekten gurur duyuyoruz.

Türkiye’nin henüz kendine yetecek kadar ticari demir üretmeye muktedir olmadığı dönemlerde siz vasıflı çelik sektörüne yöneldiniz… Sizi bu kulvara yönlendiren sebepler, bu vizyonun arkasındaki deneyim ve birikim hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Tüm faaliyetlerimizde örnek olarak gösterilen ve dünyadaki trendlerle paralel şekilde ilerleyen bir strateji belirlemeye gayret gösteriyoruz. Kurucumuz Hasan Faydasıçok ’un Konya’da kurduğu şirketimizin en büyük mottosu her zaman yenilik ve gelişim oldu. Mevcut şartları kabul edip kendi sınırlarımızda kalmak yerine, her zaman ‘icat çıkarmaya’ odaklandık. Girişimci ruhumuzu koruyarak ülkemizin ve dünyanın ihtiyaçlarının neler olduğunu sorguladık ve bugün geldiğimiz noktada sektörümüzün en katma değerli alanlarında dünya standartlarında üretim gerçekleştiren bir şirkete dönüştük.

“TOSB’da gerçekleştirdiğimiz krom kaplı mil tesisi yatırımımız ile Avrupa’nın bu alandaki en modern tesisi olduk”

Özellikle parlak çelik üretiminde gıpta ile bakılan üretim tesislerine ve üretim kalitesine sahipsiniz… Bizlere hem parlak çelik üretiminizden, üretimini ve satışını gerçekleştirdiğiniz diğer ürün çeşitlerinizden, üretim ve satış hacminizden bahseder misiniz?

Türkiye’nin en büyük vasıflı parlak çelik üreticisi olarak, 8 ilde yer alan toplam 5 üretim tesisi, 11 çelik servis merkezimize ek olarak 3 yurt dışı satış ofisimizle 1.200’ün üzerinde kişiye istihdam sağlıyoruz. İhracat yaptığımız ülke sayısı ise 67’ye çıkmış durumda. Mevcut üretim tesislerimize geçen yıl 2 yeni üretim tesisi daha eklemek üzere yatırım yaptık. TOSB’da gerçekleştirdiğimiz krom kaplı mil tesisi yatırımımız, Avrupa’nın bu alanda en modern tesisi oldu. Yatırım bedeli 35 milyon Euro oldu. Ayrıca Osmaneli, Bilecik’te ise 2024’ün son çeyreğinde faaliyete geçecek çelikhane yatırımı için ilk adımımızı attık. Bu üretim tesisimiz için yatırım bedeli ise 150 milyon Euro olacak. Tesisimizle birlikte katma değerli çelik üretimimiz artarken; katma değerli ürünlerin yurt dışı pazarına açılmasıyla beraber Hasçelik’in global bir marka olma yolunda ilerlemesi de hızlanacak. Bu yatırımla birlikte ihracat oranımızın da iki katına çıkmasını öngörüyoruz.

Tesisimizde üreteceğimiz mühendislik çelikleri, yurt dışından ülkemize giren ürünlerin yerini alacak. Miktar olarak bizden çok daha fazla üretim yapan fabrikalar olsa da bizim asıl amacımız katma değerli ve ülke ekonomisine fayda sağlayacak ürünler üretmek. Tesisimizi aynı zamanda müşteri odaklı üretim yapma üzerine kurguladık. Bu bakış açısıyla Ar-Ge çalışmalarımızla birlikte müşterilerimizi de geliştirmeyi hedefledik. Gelişmiş ülkelere baktığımızda, bizim odaklandığımız katma değerli çelik üretimiyle büyüdüklerini görüyoruz.

“150 milyon Euro değerinde çelikhane yatırımı yapıyoruz”

Otomotiv, Beyaz Eşya, Savunma, Havacılık ve Makina gibi sektörler ana hedef kitleniz… Tüm bu sektörlerde Türkiye büyük bir gelişim kat ediyor. Bu durum size ve vasıflı çelik sektörüne nasıl yansıyor?

Bir ülkede vasıflı çelik üretimi sanayinin ve gelişmişliğin göstergesidir ve nitelikli üretimi işaret eder. Örneğin; Almanya’da sanayinin gelişmişliğiyle beraber tüm çelik üretiminde vasıflı çeliğin üretimi yüzde 35’tir. 20 yıl önce Türkiye’deki vasıflı çelik üretimi yüzde 1,5 civarındaydı, bugünse yüzde 5 seviyesinde. İlerleyen dönemlerde vasıflı çelik ihtiyacının Türkiye’de hızla artacağını öngörüyoruz.

Demir çelik sektörü kapasite kullanım oranlarının geçmiş yıllara göre kıyaslandığında en iyi dönemini geçirmediğini söyleyebiliriz. Ülkemiz 2023 yılında demir çelikte net ithalatçı durumuna geldi. 2015 yılından bu yana net ihracatçıydık; ihracatımız ithalata göre daha fazlaydı. Ancak şunu da söylemekte yarar var, 2023 yılı bu sürecin en karanlık dönemiydi. Türkiye, kapasite kullanım oranlarını yukarıya çıkarabilecek güçte. Türkiye'de enflasyonla mücadele gibi bir ev ödevimiz var. Bu durum da talepte düşüşe neden oluyor. Ancak verilerde yavaş da olsa bir toparlanma görüyoruz. Reel kesim güven endeksinde önceki aylarda gördüğümüz düşüşlerin de önümüzdeki aylarda pozitife döneceğine inanıyoruz.

Bu bağlamda sektörde üretim kapasitelerinin artması Hasçelik’i de pozitif etkileyecektir. Her zaman müşteri odaklı bir yaklaşımla ihtiyaca cevap verecek yenilikçi bir bakış açısı içinde olan bir şirket olarak, sektördeki genel gelişmelere hızlı şekilde adapte olma yeteneğine sahibiz. Bu sayede, artan üretim kapasitelerinin şirketin rekabet avantajını güçlendireceğine ve müşteri memnuniyetini artırarak pazardaki konumumuzu daha da sağlamlaştıracağına inanıyoruz. Türkiye coğrafi konumu ve sanayideki deneyimi nedeniyle çok büyük kazanımlara sahip bir ülke. Gerekli desteklerle ve doğru yatırım kararlarıyla sektörümüzdeki gelişmenin ilerleyen dönemde artarak devam edeceğini düşünüyoruz.

“Çevreci ve sürdürülebilir yaklaşımları benimsiyor ve üretim süreçlerimizi sürekli güncelliyoruz”

Otomotiv sektöründe elektrikli araçlara geçiş konusunda dünya çapında büyük girişimler var. Bu durum otomotiv sektöründe vasıflı çelik ihtiyacını ne yönde etkiler? Yeni çelik kalitelerine ihtiyaç duyulur mu? Bu yönde ne tür ön çalışmalar yapıyorsunuz?

Elektrikli araç kullanımının fosil yakıt tüketiminin azalması açısından kıymetli buluyoruz. Biz de Hasçelik olarak çevreci ve sürdürülebilir yaklaşımları benimsiyor ve üretim süreçlerimizi bu odakta sürekli güncelliyoruz.

Elektrikli araçlarda genellikle yüksek mukavemetli çelik yapılar tercih ediliyor. Bu yapılar, kaza durumlarında aracın daha az zarar görmesini sağlayarak sürücü ve yolcuların korunmasına olanak tanıyor. Bununla beraber ağırlıkta çok önemli tabi birçok yurtdışı şirket daha hafif çelik üretimi için Ar-Ge çalışmaları yapıyor. Biz de çelikhane yatırımımızla beraber Ar-Ge çalışmalarına hız vererek sektörlere ve müşterilerimize özel çözümler sunma kabiliyetimizi geliştireceğiz. Hayalimiz bir Türk uzay aracı uzaya çıktığında içinde Hasçelik ürünlerinin kullanılması…

Dünyanın birçok ülkesine ihracat yapıyorsunuz? Yurtdışında birkaç noktada depo ve servis merkezi hizmetleriniz var. Özellikle ABD ve Schengen bölgesine yönelik olarak üretim tesisi kurma, fabrika satın alma gibi hedefleriniz var mı? Neden?

Hasçelik’in 2022 yılında toplam ihracatı 100 milyon dolara yaklaştı. Üretimin yaklaşık yüzde 80’ini iç piyasa, geri kalan kısmını ise ihracat oluşturuyor. 2023’te de bu oranı korumaya gayret ettik. İç piyasada satış yaptığımız imalatçıların ürünlerinin birçoğu da ihracata gidiyor. Her geçen gün bu oranı ihracat lehine artırmayı hedefliyoruz. En büyük sıkıntımız kotalar ve anti dampingler. Bu sorunları aşabilmek için yurt dışında yatırım yapmaya başladık; kotalar bizi yurt dışında yatırımcı yaptı. İngiltere, Almanya ve Meksika’da yeni yatırımlarımız var. İngiltere’de yeni depo aldık. Meksika, ABD’ye de önemli ölçüde üretim yapıyor; bu anlamda Meksika yatırımımızı önemsiyoruz. Birkaç yıl içinde yurt dışında üretim yapmak için yeni adımlar da atacağız. Güney Amerika ve Avrupa bu anlamda araştırmaya devam ettiğimiz bölgeler arasında yer alıyor.

Afrika ve Arap Yarımadası da yıldızı parlayan pazarlardan… Özellikle fosil yakıtın bir gün sonlanacağını gören Arap ülkeleri Sanayi ve Turizm alanlarına yöneldiler. Sizin bu bölgelere yönelik düşünceleriniz ne yönde?

Çelik üretiminin yaklaşık yüzde 60'ı Çin'de gerçekleşiyor. Çin haricinde artık Arap ülkeleri de yeni yeni demir çelik tesisleri kuruyor. Onlarla rekabet söz konusu olmaya başladı. Ancak hizmet kalitemiz, pratik düşüncemiz, bunlar bizim artılarımız ve hızlı ilerliyoruz. Türkiye'de demir çelik sektöründe yeterince tecrübe bilgi birikimi de birikmiş durumda. O da büyük bir avantajımız. 

Karbonsuzlaşma ve Sürdürülebilirlik konularında AB ülkeleri başta olmak üzere dünya çapında bir dönüşüm söz konusu… Hasçelik olarak bu süreçle ilgili ne tür adımlar atıyorsunuz/atacaksınız?

Hasçelik olarak, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek adına stratejik ve kapsamlı bir yaklaşım benimsiyoruz. Öncelikle, tedarik zincirimizi ve iş ortaklıklarımızı sürdürülebilirlik odaklı bir yaklaşımla yeniden şekillendiriyoruz. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) üyesi olarak, uluslararası standartları rehber ediniyor ve bu doğrultuda hareket ediyoruz. Küresel İlkeler Sözleşmesi'ne katılımımız, toplumumuzun, ülkemizin ve dünyamızın geleceğini kendi geleceğimizden ayırmadığımızın açık bir göstergesi. Karbon ayak izimizi azaltma konusunda da ciddi adımlar atıyoruz. 2023 itibarıyla Kurumsal Karbon Ayak İzi raporlamalarımızı tamamladık ve 2024'te CDP, SBTi ölçütleri ile GRI standartlarında sürdürülebilirlik raporlarımızı paylaşmayı hedefliyoruz. Atık yönetimi ve malzeme verimliliği konusunda sürekli iyileştirmeler yaparak, atıklarımızın yüzde 99'unu geri dönüştürüyoruz.

Hasçelik olarak sürdürülebilir üretim konusunda belirlediğimiz yol haritamız, dört temel trend tarafından yönlendiriliyor. Bu trendler; çeliğe olan talebin artması, gelişmiş ekonomilerde geleneksel imalat endüstrilerinin gerilemesi, sektörün karbondan arındırılmasının acil ihtiyacı ve değişen dünyada rekabetçi kalmak. Bu trendleri dikkate alarak, fırsatları tespit ediyor ve olumlu değişimleri yönlendirmeye çalışıyoruz. Çeliğe olan talebin artmasıyla, üretim kapasitemizi ve verimliliğimizi artırarak, bu talebi karşılamak için çalışıyoruz. Gelişmiş ekonomilerdeki geleneksel imalat endüstrilerinin gerilemesi bağlamında, yenilikçi ve verimli üretim süreçlerine yatırım yaparak, rekabetçi bir oyuncu olmayı hedefliyoruz.

Sosyal Sorumluluk ve Toplumsal Politikalar konusunda hassasiyeti olan bir grupsunuz… Bu alandaki projelerden ve çalışmalardan bahseder misiniz?

Sosyal sorumluluk alanında Hasçelik olarak, gençlerimizin eğitimine ve sosyal becerilerini geliştirmeye odaklandık. Bu anlamda Faydasıçok Ailesi tarafından 2016 yılında kurulan Faydasıçok Vakfı çalışmaları kapsamında, gençlerle birlikte hem Türkiye’yi hem de dünyayı daha iyi yarınlara taşımayı amaçlıyoruz. Eğitimde fırsat eşitliği ve toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanması hedefiyle faaliyetlerimizi yürütürken; öğrencilere burs vermenin yanı sıra eğitim, staj, mentorluk, koçluk, istihdam ve sosyal etkinliklerle onların kişisel gelişimini de desteklemeyi hedefliyoruz. Türkiye’de 63 ilde, 83 farklı üniversitede bin 167 bursiyere ulaştık. Kuruluşumuzdan itibaren toplam 139 öğrenciyi mezun ettik, 345 öğrenciye ise staj desteği sağladık. İş dünyasının önde gelen şirketlerinin yöneticilerinin de yer aldığı 256 kişilik mentor grubumuz da bulunuyor. Vakıf bursiyerleri bugüne kadar 49 bin 200 saatlik gönüllülük faaliyeti gerçekleştirmiş durumda. Tüm bu çalışmalar geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin daha iyi şartlarda bir hayat sürmelerine destek sağlama amacıyla tam bir gönüllülük esasına dayalı çalışmalarımız arasında yer alıyor.

Faydasıçok Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Selcen Faydasıçok önderliğinde geçtiğimiz yıl ikinci kez düzenlediğimiz, alanında uzman isimlerin katıldığı Yeni Dünya Zirvesi’nde iş dünyası, sürdürülebilirlik, sanat ve dayanışma kavramlarına ilişkin yeni dünyadaki trendler ele alınırken; daha iyi bir dünya yaratabilme konusunda atılabilecek adımlara dikkat çekildi. 2024 yılında da bu çerçevede çalışmalara imza atmaya devam edeceğiz.

“Faydasıçok Vakfı olarak Türkiye’yi daha iyi yarınlara taşımayı amaçlıyoruz”