Meşhur bir atasözü vardır, birçoğumuzun bildiği; “Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer” diye… Bu atasözü; dünya çapında başlatılan ‘Karbonsuzlaşma’ çalışmaları doğrultusunda, Türk çelik sektörünün yakaladığı avantajlı durumu oldukça güzel ifade ediyor. Ham çelik üretimimiz; yıllardır dünyayla ters orantılı şekilde yüzde 70 ark ocaklı tesislerde, kalan yüzde 30’luk kısım ise entegre tesislerde gerçekleştiriliyor. Bu durum haliyle birçok açıdan dezavantaj yaratıyordu. (Ürün çeşitliliği, maliyet, kapasite vb) Cevher ve kömür odaklı üretim yapan entegre tesisler birçok yönden hurda - kütük ve elektrik odaklı üretim yapan ark ocaklı tesislere karşı birçok dönem avantajı elinde bulunduruyordu.
Uzun yıllardır çeşitli platformlarda; ark ocaklı tesislerin birleşme - ortaklık yöntemleriyle entegre tesislere dönüşmesi gerektiği konuşulup durdu. Tabi bu durum teoride mümkün olan fakat pratiğe dökülmesi kolay olmayan bir dönüşümdü.
Ark Ocaklı Tesislere Gün Doğdu
Bin yıl olmasa da 100 yıldır var olan Türk çelik sektörü, küresel çapta başlayan karbonsuzlaşma çalışmaları kapsamında nihayet büyük bir fırsat yakaladı. Fosil yakıt kullanmadan ve karbon salınımı olmadan çelik üretimi yapmak; entegre tesisler için çok büyük dönüşüm maliyetleri gerektirirken, ark ocaklı tesislerde bu maliyetler çok düşük seviyelerde mümkün olabiliyor. Tesisleşme yapısı dünyayla ters orantılı olan Türkiye önemli bir avantaj yakalamış oluyor.
Avantajlı Bir Coğrafyaya Sahibiz
Karşımıza çıkan fırsatlar bununla da sınırlı kalmıyor. Yenilenebilir enerji üretimi konusunda güneş, akarsu ve rüzgar rejimi açısından oldukça güçlü bir konuma sahip coğrafyaya sahip olmamız, bizi rekabette öne taşıyor. Yine GES, RES ve HES santrallerinde kurulum maliyetlerimiz birçok ülkeye göre düşük kalıyor. (İşçilik, ekipman, mühendislik vb.)
Yenilenebilir Enerji Yatırımları Önem Kazandı
Türk çelik üreticileri bu fırsatları değerlendirmek için önemli adımlar atmaya çoktan başladılar. Erdemir, İsdemir, Tosçelik gibi ham çelik üreticileri; ülkemizin çeşitli bölgelerinde oldukça yüksek kapasitelerde GES santralleri kurdular, kurmaya da devam ediyorlar. Yine Tatmetal, Tezcan Galvaniz, Gazi Metal gibi sıcak mamülden üretim yapan firmalarımız da önemli yatırımlar yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Fakat bu alanda hala yeterli adımları atmayan veyahut geç kalan üreticilerimiz de var. Bununla birlikte konuyla hiç ilgilenmeyen haddehaneler ve çelik servis merkezlerinin oranı da oldukça yüksek…
Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası’na Dikkat…
Özellikle gelişmiş ülke pazarlarında “Sıfır Karbon” etiketiyle inanılmaz fırsatlar yakalayabiliriz. AB ülkelerine göre çok daha avantajlı maliyetler yakalayıp pazar payımızı hızla arttırabiliriz. Elimizi çabuk tutmazsak; Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası gibi bölgelerde kurulacak ark ocaklı tesislerin gerisinde kalırız.
Sevgiler