Galva Metal Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Kısacıkoğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.

“Türkiye’den ABD’ye yapılan çelik ihracatı koruma tedbirleri öncesinde yaklaşık 2,5 milyon tondu”

Galva Metal olarak 2024 yılını nasıl geçirdiniz? İç pazar ve ihracat satışlarınız açısından nasıl bir yıl oldu?

2024 yılı, çelik sektörü için oldukça zorlu bir yıl oldu. Küresel çapta yaşanan ekonomik daralma, özellikle gelişmiş ülkelerdeki resesyon tehlikeleri ve Çin gibi büyük çelik üreticisi ülkelerdeki ekonomik yavaşlama, sektördeki talep dengesini olumsuz etkiledi. Özellikle inşaat ve otomotiv sektörlerindeki daralma, çelik talebinde azalmaya neden oldu. Bu azalma, küresel ekonomik belirsizliklerle paralel olarak yaşandı. Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’nın bazı bölgelerinde yüksek enflasyon ve merkez bankalarının faiz artışları, yatırımların azalmasına ve tüketici harcamalarının düşmesine yol açtı.

 Bu durum, çelik talebini doğrudan etkileyerek büyük inşaat projeleri ve altyapı yatırımlarında kesintilere sebep oldu. Ayrıca, yıl boyunca ham madde fiyatlarındaki artışların devam etmesi, sektördeki zorlukları daha da artırdı. Eylül ayındaki kısa süreli fiyat artışları hariç, yıl genelinde bu maliyet artışları sektörü oldukça zor durumda bıraktı.

Şartlar zor olsa da mevcut ekonomik koşullar içinde müşteri memnuniyetini ve kaliteli hizmet sunumunu ön planda tutarak iç pazarda kendimizi sağlamlaştırmayı sürdürdük. Yeni yatırımlarımızda da son aşamaya geldiğimiz bu dönemde 2025 yılına çok daha güçlü ve hazır bir şekilde girdiğimizi söyleyebilirim.

İhracat tarafında ise, özellikle küresel ticaretin zorlu bir dönemden geçtiği 2024 yılında, Türk çelik sektörünün karşılaştığı anti-damping tedbirleri ve ticaret engelleri gibi zorluklarla herkes gibi biz de mücadele ettik. Gelecek dönemde barış umutlarının güçlenmesiyle birlikte, özellikle çevre bölgelerden gelen talep artışını da fırsata çevirmeyi hedefliyoruz

2025 yılına Trump’ın %25’lik vergileri genele yaymasıyla başladık. Bu uygulamanın Türk çelik sektörüne olumlu yansımaları olur mu? Özellikle AB ülkeleri ve İngiltere bu durumdan nasıl etkilenir?

Trump’ın uzun süredir gündemde tuttuğu gümrük vergisi oranlarına ilişkin detayların daha da şekillenmesi, Türkiye’den yapılan çelik ithalatını olumlu etkileyebilir. ABD’nin çelik ithalatının yaklaşık %80’i, Meksika, Kanada, Brezilya, Japonya, Güney Kore, Avrupa Birliği gibi vergi muafiyetine sahip ülkelerden gerçekleştirilmektedir.

ABD’nin Section 232 kapsamında vergi muafiyeti sağladığı bu ülkelerle yapılan ticarete vergi getirmesiyle birlikte, Türkiye gibi zaten vergiye tabii olan ülkelerin rekabetçi olma ihtimali ortaya çıktı. Türkiye’den ABD’ye yapılan çelik ihracatı koruma tedbirleri öncesinde yaklaşın 2,5 milyon tondu. Ancak koruma önlemleri sonrasında 287 bin tona kadar düşmüştü. Vergilerin herkese uygulanmasıyla birlikte bu pazardaki Türkiye payında en azından iyileşme olmasını beklemek ihtimal dahilinde olacaktır.

Çin’in 2024 ihracat rakamları tarihte ilk kez 100 milyon ton rakamlarını aştı. Bu konuda neler söylemek istersiniz, Türkiye, Çin’in bu agresif ihracat politikasından nasıl etkilendi?

Çin’in agresif ihracat politikası, özellikle fiyatlandırma stratejileriyle dünya çapında ciddi etkiler yaratıyor. Çin, dünya pazarlarında üretim kapasitesini değerlendirmek adına fiyatlarını oldukça rekabetçi seviyelerde tutuyor. Bu durum, Türkiye gibi ülkelerdeki üreticileri doğrudan etkiliyor.Türkiye açısından bakıldığında, Çin’in bu agresif ihracat stratejisi hem iç pazarda çeşitli zorluklar yaratıyor, hem de yurt dışında Çin’in düşük fiyatlarla yaptığı ihracat, Türk üreticilerinin fiyat rekabetinde zorlanmasına neden oluyor. Özellikle yassı çelik gibi ürünlerde, Çin’in agresif fiyatlandırması, Türk üreticilerinin marjlarını daraltıyor. Bu dönemde bir çok firmanın gümrük vergisini ödemesine rağmen, yerel fiyatların altında satın almalar yaptığı da görüldü.

Çin açısından 2025 yılı sizce nasıl geçecek? Çin’in üretimi, iç pazar tüketimi ve ihracat politikası nasıl bir yol izleyecek?

Çin, dünyanın en büyük çelik üreticisi olarak, agresif fiyat politikalarıyla tüm küresel pazarları etkilemeye devam ediyor. Ancak ABD’nin açıkladığı %25 verginin etkilerinin henüz netleşmemesi ortada net bir fotoğrafın olmasına engel oluyor. Ayrıca mart ayında Çin’de yapılacak en büyük yıllık siyasi toplantı öncesinde yeni teşviklerin açıklanması bekleniyor. Açıklanacak teşviklerin piyasayı ne kadar tatmin edeceği ve ne kadar karşılık göreceği temel soru işareti olarak gözüküyor.

Öte yandan, 1 Temmuz 2023 ile 30 Haziran 2024 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan ve Resmi Gazete’de yayımlanan, Çin ve Güney Kore’den ithal edilen soğuk haddelenmiş yassı çelik (tavlanmamış olanlar hariç), galvanizli ve boyalı saclara yönelik anti damping soruşturmasının detayları netleştikçe, özellikle ikinci çeyrek itibariyle yurt içi fiyatlarda ve ince ürünlerin ekstralarında yukarı yönlü bir hareket beklenebilir. Anti dumping soruşturmasında sonuçlanma beklenmeden, geçici tedbir kararı çıkma ihtimali de var.

“Koruma önlemleri sonrası çelik ihracatımız 287 bin tona kadar düştü”

Ülkemiz çelik sektörü açısından sizce 2025 nasıl geçecek? Ülke olarak neler yapmalıyız mesela? (Koruma önlemleri, ihracat politikaları vb)

2025 yılı, Türk çelik sektörü açısından hem zorluklar hem de fırsatlar barındıran bir yıl olacak. Yassı çelik ihracatında Türk üreticilerinin karşılaştığı en büyük engellerden biri, özellikle anti damping tedbirleri ve kota uygulamaları gibi ticaret engelleridir. Bu düzenlemeler, Türkiye çelik ihracatçılarının hedefledikleri pazarlarda rekabet etmelerini zorlaştırmakta ve dolayısıyla ihracat gelirlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle Ukrayna’daki savaşın etkisiyle, bu ülkeden gelen talep büyük oranda azalmış ve bu da çelik ihracatını olumsuz şekilde etkilemiştir. Ancak, bölgede barış umutlarının güçlenmesi ve siyasi istikrarın sağlanmasıyla birlikte, çevre ülkelerden gelecek talep ve buna bağlı olarak ihracatın yeniden artması beklenmektedir. Bu, Türk çelik sektörünün önündeki fırsatları güçlendirebilir.

2025 yılına baktığımızda, küresel ekonominin daha zayıf bir büyüme göstermesi öngörülüyor. Çin’in ekonomik gelişimi, özellikle gayrimenkul sektöründeki daralma ve ABD’nin uygulayacağı politikalar ile doğrudan ilişkili olacak. Çin’deki üretim ve tüketimdeki daralmanın, 2024 yılına göre daha olumlu bir yönde seyretmesi bekleniyor. Galva Metal, genel piyasa koşullarındaki iyileşme ve gerçekleştirdiği yeni yatırımlar sayesinde, 2025 yılına daha umutlu bir bakış açısıyla girmektedir. Özellikle Ukrayna’da barış umutlarının güçlenmesi ve Suriye’nin yeniden inşası gibi gelişmeler, ülkemiz için önemli fırsatlar sunacak gibi görünüyor.

galva-metal-yonetim-kurulu-baskani-tolga-kisacikoglu--yeni-yatirimlarimizla--gelecege-guvenle-bakiyoruz-2876.png (840×470)

Galva Metal olarak bu sene ve önümüzdeki dönemlerde hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeleriniz var mı?

Maliyetler sürekli artıyor. Bununla savaşmanın tek yolu verimliliği arttırmak. Maliyetiniz %30 arttıysa mesela, aynı kaynaklarla %30 fazla üretim başarabilirseniz, birim maliyetlerinizin sabit kalmasını sağlayabilirsiniz. Biz de o nedenle hemen hemen tüm hatlarımızda modernizasyon, yenileme, kapasite artışı ve otomasyon dönüşümleri yapıyoruz. Bir adet çoklu kesme multi blanking hattı, 2 dilme, 2 paketleme ve bir hadde hattı daha yıl sonuna kadar devreye almış olacağız.

Dergimiz aracılığıyla sektördeki dostlarınıza ve okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Sektör ve ülke ekonomimiz zorlu bir dönemden geçiyor. Ama etrafımızda gerçekleşmeyi bekleyen çok fazla potansiyel var. Amerika’daki vergi düzenlemeleri, Ukrayna, Suriye ve Gazze’nin yeniden inşası, deprem bölgelerindeki inşaatların hızlanması demir çelik sektörünü ciddi oranda destekleyecek gelişmeler olacak. Yılın ikinci yarısıyla beraber, bu potansiyellerin gerçekliğe dönüşmesiyle ve faizlerde yaşanacak düşüşler ile canlı ve heyecanlı günler geçireceğimizi düşünüyorum.

“Bir adet çoklu kesme multi blanking hattı, 2 dilme, 2 paketleme ve bir hadde hattını daha yıl sonuna kadar devreye almış olacağız”