Hasçelik Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Naci Faydasıçok:

“Eşit Şartlarda Türk Çelik Sektörü, Her Ülkeyle Rekabet Edebilir”

Hasçelik Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Adnan Naci Faydasıçok, Türk çelik sektörü, dünya çelik piyasaları ve Çin’in çelik sektörüne olan etkileriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Dünya nüfusunun yüzde 18’i Çin’de iken demir çelik kapasitesinin yüzde 55’inin Çin’de olmasına dikkat çeken Adnan Naci Faydasıçok, Çin’in olması gerekenin yaklaşık 3 katından fazla kapasite ile dünya pazarlarına açıldığının altını çizdi. Yarattığı arz fazlasını dış ülkelere veren Çin’in ve bu duruma karşı olarak ülkelerin aldığı ve halihazırda alması gereken önlemleri dile getiren Adnan Naci Faydasıçok; “Çin’in ülkemiz çelik sektörüne olan etkisi hayli fazla. Dünya genelinde piyasalar ve ülkeler bu duruma tedbirler alıyor. Amerika bu duruma çok hızlı reaksiyon gösterdi; kotalar ve vergiler koydu. Antidamping soruşturmaları başlattı ve kendi lokal tüketimini koruma yönünde adımlar attı. Akabinde Avrupa Birliği de aynı hareketi yaptı. Yalnız Avrupa Birliği bunu yaparken bizim gibi ülkeleri de dahil ederek bize de kota uyguladı. Biz bu noktada ülke olarak biraz geç kaldık ama arayı kapatacağımızı umut ediyorum.” dedi. Dünyada artık globalizasyon değil lokalizasyonun öneminin arttığına değinen Faydasıçok, devletlerin bu noktada çelik sektörünü teşvik etmesi ve koruması gerektiğinin önemine vurgu yaptı.

“Çin’in üretiminin büyük bir çoğunluğu cevherden üretim”

Çin üretiminin büyük bir çoğunluğunun cevherden üretim olduğunu dile getiren Faydasıçok, “Cevher ve hurdadan üretimi kıyasladığımızda karbon salınımı anlamında ciddi bir fark var. Çin’in üretiminin yüzde 75’i cevherden üretim, bizde ise durum tam tersi. Bizde üretimin yüzde 75’i hurdadan. Dolayısıyla bizler yüzde 70 daha az karbon salınımıyla üretim yapıyoruz. Çin ucuz çelik üreterek dünya piyasalarına vermeyi tercih ediyor. Burada en önemli husus, rekabeti bozucu ortamın giderilmesi ve korumacı önlemlerin getirilmesi. 2026 yılında başlayacak olan sınırda karbon düzenlemesi mekanizması buna hizmet edecek. Sınırda karbon düzenlemesi Çin’in haksız rekabetini engelleyici bir etki yaratacak fakat o zamana kadar Çin’in etkilerini Türk çelik sektöründe görmeye devam edeceğiz.” diyerek Çin’in cevherden üretim yaparak daha fazla karbon salınımına neden olduğunu ve ülke genelindeki fabrikalarında hurdadan üretim yapan tesislerin dönüşmesi gerektiğini söyledi.

“Türkiye’de ilk kez hurda ön ısıtma teknolojisini kullandığımız 150 milyon Euro’luk çelikhane yatırımımız var”

150 milyon Euro bedelinde olan çelikhane yatırımından bahseden Faydasıçok; bu yatırımları ile birlikte Türkiye’nin en modern ve son teknolojiyle donatılmış tesislerinden biri olmayı planlıyor. Elektrikli ark ocağı yatırımı ile birlikte ihracat oranlarını da arttırmayı hedefleyen ve Türkiye’de ilk kez hurda ön ısıtma teknolojisini kullanılan bu tesiste daha az enerji tüketimi sağlayıp, enerji verimli çelik üretimine de adım atacaklarını dile getiren Faydasıçok; Türkiye’nin en büyük vasıflı parlak çelik ihracatçısı olduğunun altını çiziyor.

“Atıklarımızın yüzde 99’unu dönüştürüyoruz”

Sürdürülebilirlik konusuna, geri dönüşüme ve bu tarz yatırımlara firma olarak önem verdiklerini dile getiren Faydasıçok; “Uçtan uca sürdürülebilirliğe hizmet eden çelikhane yatırımımız var. Su ayak izine önem veriyoruz. Geri dönüşüm sularımızı arıtma tesislerimiz sayesinde yüzde 100 kullanıyoruz. Atıklarımızın yüzde 99’unu dönüştürüyoruz. Hasçelik olarak Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi imzacısıyız. Gelecek nesillerimize daha yeşil bir dünya bırakmak istiyoruz. Ülke olarak kısa vadede sürdürülebilirlikle ilgili yapmamız gereken ödevlerimiz var. Biz Hasçelik olarak sürekli iyileştirmeler yapıyor ve yeni dünya düzenine ayak uydurmak için emek veriyoruz. Çelikhane yatırımımız ile beraber artık hammaddemizi hurdadan üreterek dönüşüm ekonomisine de katkıda bulunacağız. Müşterilerimizin birçoğu artık karbon sıfır ürünler talep ediyorlar başta otomotiv sektörü olmak üzere. Biz de Türkiye’nin 3 ilinde GES yatırımı yaparak, ürettiğimiz elektriğin tamamını GES yatırımımızdan karşılamayı hedefliyoruz.” dedi ve ekledi: “2030 yılına kadar yüzde 30 enerji verimliliği hedefimiz var. Uzun vadede ise 2050 yılına kadar da karbon nötr haline gelmeyi hedefliyoruz.”

“2025 yılı başında yatırımımızı devreye alacağız”

Çelikhane yatırımlarını 2025 yılı başında devreye alacağını ve yatırımın yüzde 70’lik kısmının tamamlandığını ifade eden Faydasıçok, “Bu yatırımımızla sektördeki üretim zincirimizin halkalarını da tamamlamış olacağız” dedi.

“Uygulanan vergiler nedeniyle dünya ülkeleriyle rekabet etmekte zorlanıyoruz”

Çelik sektöründe uygulanan vergiler, kotalar ve anti-damping soruşturmaları nedeniyle Türk çelik sektörünün zorlandığını dile getiren Faydasıçok; “Üçüncü dünya ülkelerinden ithal edilen alaşımlı çelik çubuklarda Amerika yüzde 25 vergi uyguluyor. Avrupa Birliği kotalar koyuyor ve kota aşılırsa yine yüzde 25 vergiye tabii tutuyor. Bizde ise ürün bazında değişmekle birlikte bu oran Çin’den ithal edilenlerde sadece yüzde 10. Türkiye STA’sı bulunmayan bütün ülkelere sadece yüzde 10 vergi uyguluyor. Bu durumda bizim rekabet gücümüzü zorlaştırıyor” diyerek sektörün genel ve en önemli bir sorununu dile getiriyor.

“Anadolu’da bir söz vardır; Şerbetliyiz derler. Türk çelik sektörü de aslında böyle”

“Anadolu’da bir söz vardır; Şerbetliyiz derler ya hani bizler de Türk çelik sektörü olarak öyleyiz. Her duruma çok çabuk adapte olabiliyoruz. Gerek çalışkanlığımız gerekse girişimci ruhumuz ve koşullar zor olsa da yeni fikirler ve yatırımlarla ayakta kalmayı başarıyoruz; ihracat oranlarımızı ve üretimlerimizi arttırıyoruz” diyen Faydasıçok, çelik sektörü ihracatında 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 40’lık oranda geçen yıl kaybettiğimiz telafi iyileşmesi olduğunu dile getirdi.

“Eşit şartlar olduğu müddetçe Türk demir çelik sektörünün rekabet edemeyeceği hiçbir ülke yok”

Çelik sektöründe dış ülkeler tarafından uygulanan kota ve vergilerin Türk çelik sektörünü ve üreticilerini zorladığını söyleyen Faydasıçok; “Eşit şartlar olduğu müddetçe bizim rekabet edemeyeceğimiz hiçbir ülke yok” dedi ve ekledi: “Avrupa birliğiyle yapılan anlaşmalar gereği Türk çelik sektöründe yatırım teşviğine izin verilmiyor. Zamanında yapılan taahhütte uymak zorundayız. Avrupa birliği sürdürülebilirlik kapsamında geçen yıl kendisi çelik sektörüne 17 milyar euro destek verdi. Sürdürülebilirlik, karbon nötr, yenilebilir enerji gibi durumların hayatımıza girmesiyle birlikte bir değişim ve dönüşüm sektörlere getirildi. Fakat buna rağmen uygulanan ve eskiden beri gelen süreç bizler için devam ediyor. Bu noktada anlaşmaların revize edilmesi, devlet desteklerinin verilmesi gerekiyor. Avrupa birliği ile tek taraflı anlaşmalarımız var. Gümrük birliği anlaşması başta olmak üzere bunların sektör olarak revize edilmesini istiyoruz. Türkiye’nin AB’yle yapmış olduğu gümrük birliği anlaşmasından sonra AB’nin STA anlaşması yaptığı ülkeler bize mallarını sıfır gümrükle sokarken biz ancak gümrük vergileriyle satabiliyoruz. Bu eşitsizlik durumunun da revize edilecek AB gümrük birliği anlaşmasında düzeltilmesini beklemekteyiz.”

“Avrupa Birliği’nin uyguladığı kotalar olmasa Avrupa çelik sektörünün lideri olabiliriz”

“Türk çelik sektörü Çin etkisinden dolayı ihracatta büyük bir darbe yemişti ve ihracatta yüzde 30 oranlarında düşüşler olmuştu. Bu sene ilk çeyrek itibariyle yüzde 40 artış var. 4.16 milyon ton ihracat yapıldı. Sıvı çelikte 9.5 milyon ton üretim yapıldı, geçen seneye oranla yüzde 28 artış var. Türkiye çelik sektöründe dünyada 8. sırada, Avrupa’da ise liderliğe oynuyor. Avrupa Birliği’nin bize uyguladığı kotalar olmasa çok hızlı ve kalıcı şekilde Avrupa çelik sektörünün lideri olabiliriz.” diyen Faydasıçok; son olarak nitelikli iş gücünü arttırmak, öğrencilere, kadın çalışan sayısını sektörde arttırmak ve onları desteklemek için 2016 yılında kurdukları Faydasıçok Vakfı’ndan bahsetti. “Vakfımızda şu anda 300 tane öğrencimiz var, mezunlarla birlikte binleri aşıyor bu sayı. Özellikle kız öğrencilerimiz ağırlıkta. Öğrencilerimize çeşitli destek programları uyguluyoruz ve eğitimler veriyoruz. Sektöre vasıflı eleman yetiştirmek ve vakıf olarak üzerimize düşenleri yapmaya özen gösteriyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.