İstanbul’da 600 bin riskli yapıya işaret eden Vefa Grup İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit, hafif çelik yapıların kullanıldığı hibrit sistemle bu binaların daha hızlı ve düşük maliyetle dönüştürülebileceğini söyledi.

Vefa Grup İcra Kurulu Başka­nı Turan Koçyiğit, özellikle İs­tanbul’da riskli 600 bin bina­nın, hafif çelik yapı sisteminin kullanıldığı hibrit sistemle daha hızlı dönüştürülebilece­ğini söyledi.

Deprem gerçeği karşısında çelik yapıların bir tercih de­ğil, zorunluluk olması gerek­tiğini savunan Koçyiğit, söz­lerini şöyle sürdürdü: “Dep­rem kuşağındayız. O nedenle İstanbul’da bahsedilen riskli 600 bin konutun bir an önce dönüşmesi gerekiyor. Bunları betonarme yaparsak, herhal­de bir 10 yıl, 20 yıl sürer. Bütçe de gerekiyor. Halbuki hibrit sistemle hem hızlıca yapılır hem de İstanbul’da 600 bin konut depreme karşı hazır­lıklı olur. Çok rahatlıkla yük­sek katlı binalar da yapılabi­lir.

Yeni Zelanda’da, Japon­ya’da, Amerika’da örnekleri var.” Bu yapıların hafif ve es­nek olmasıyla tercih edildi­ğine vurgu yapan Turan Koç­yiğit, şöyle devam etti: “Be­tonarmeye göre 10 kata daha hafif. Örneğin, betonarme bir bina 300 ton gelirken, bi­zim yaptığımız 100 metreka­re bir ev 20 ton geliyor. Beto­narme binaya göre yine 3 kat daha hızlı inşa ediliyor. Birini 4 ayda bitirirken, diğerini 12 ayda bitiriyorsunuz ya da be­tonarme bir bina üç yılda bi­tiyorsa, bu 1 yılda bitiyor. Ha­fif ve montaj süresi kısa oldu­ğu için hızından dolayı ciddi maliyet avantajı sağlıyor.”

Türkiye’de hafif çelik ya­pılara talebin Gölcük depre­minden sonra arttığını, an­cak kullanımının halen çok düşük olduğuna işaret eden Koçyiğit, sözlerini şöyle sür­dürdü: “Türkiye, çelik yapı üretiminde dünyada 8’in­ci sırada. Ancak buna karşın kullanım oranı çok düşük. Örneğin Japonya yapıların­da yüzde 80 çelik kullanıyor, Yeni Zelanda yüzde 70, Ame­rika yüzde 50 oranında. Ya­ni düşünün Amerika’da mil­yonlarca bina var, bunun ya­rısı çelik. Avrupa’da yüzde 40. Türkiye’de ise yüzde 5 se­viyesinde. Bunun çoğu da sa­nayi yapıları.”