Dünya genelinde çelik üretim kapasitesinin hızla arttığı bir dönemdeyiz. Özellikle Çin, çelik üretiminde önemli bir yer tutuyor ve kapasite artışı da büyük ölçüde Çin’in üretim politikalarına dayanıyor. 2010’ların başında dünya çapında çelik üretim kapasitesinin önemli bir kısmı Asya’da yoğunlaşırken, özellikle Çin’deki devlet destekli yatırımlar sayesinde üretim kapasitesi hızla yükseldi. Ancak, dünya genelinde çelik talebi genellikle bu kapasite artışını karşılamada yetersiz kaldı.
Çin ve diğer büyük üreticilerin, talebin duraklama dönemlerine girmesiyle birlikte, kapasite fazlalığı ciddi bir sorun haline geldi. 2024 itibarıyla dünya çapındaki fazla kapasite, üreticiler için büyük zorluklar yaratıyor. Çelik sektöründe kapasite fazlalığı, fiyatların düşmesine, rekabetin şiddetinin artmasına ve kar marjlarının erimesine yol açabiliyor. Ayrıca, bu durum küresel ticarette aşırı kapasite nedeniyle dampingi tetikliyor, bu da daha düşük fiyatlarla çelik üreten ülkelerle diğer üreticilerin rekabetini zorlaştırıyor.
Türkiye’de Çelik Üretim Kapasitesi ve Sektöre Olan Etkileri…
Türk çelik sektörü; ülke ekonomisinin önemli bir parçası olmakla birlikte, ihracat gelirlerinin de önemli bir kısmını oluşturuyor. Ancak Türkiye’deki çelik üretim kapasitesindeki artış, sektördeki bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Türkiye, özellikle 2000’lerin başından itibaren çelik üretim kapasitesini önemli ölçüde artırdı. Türkiye’nin dünya çelik üretimindeki payı her geçen yıl büyürken, iç piyasadaki talep durağan bir grafik çizdi. Bu durum; üretim kapasitesindeki artışla paralel olarak aşırı arz yarattı ve fiyatlar üzerinde baskı oluşmasını tetikledi.
Bu konuda diğer bir önemli faktör ise; Türkiye’nin çelik üretiminde kullanılan hammaddeyi, özellikle hurda ithalatını büyük ölçüde dışarıdan temin etmesi… Hurda fiyatlarının yükselmesi, üretim maliyetlerini artırarak Türkiye’deki çelik üreticilerini her daim olumsuz etkiliyor. Bu olumsuz dönemlerde özellikle büyük üreticilere karşı, küçük üreticiler çok daha zorlu koşullarla karşı karşıya kalıyorlar.
Kapasite Fazlalığının Ekonomik Etkileri
Çelik üretim kapasitesindeki fazlalığın ekonomik etkileri de oldukça geniş çaplı diyebiliriz. Öncelikle aşırı arz, fiyatların düşmesine neden olur. Düşen fiyatlar, üreticiler için düşük kâr marjlarına yol açar. Çelik sektöründe, bu kârlılıktaki düşüş, uzun vadede istihdam kayıplarına veya üretim kapasitesinin kapanmasına neden olabilir. Küresel çelik ticaretinde rekabetin yoğunlaşması da, ülkeler arasındaki ticaret ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Özellikle, yüksek kapasiteye sahip ülkeler daha düşük fiyatlarla çelik ihraç ettiğinde, diğer ülkelerdeki yerli üreticiler zor durumda kalabilir. Bizim çelik üreticilerimiz de bu durumu hissediyor ve dünya genelindeki aşırı kapasite nedeniyle fiyat baskısı artıyor.
Diğer taraftan düşük fiyatlar, çelik alıcıları için kısa vadede fayda sağlayabilir. İnşaat ve otomotiv sektörleri gibi çelik tüketicisi endüstriler, daha uygun fiyatlarla hammadde temin edebilir. Ancak, çelik üreticilerinin maliyet baskılarından ötürü yatırımlarını azaltması, uzun vadede sektörün kalitesinin düşmesine veya inovasyon hızının azalmasına yol açabilir.
Çevresel ve Sosyal Etkileri…
Üretim kapasitesinin fazlalığı, sektörde çevresel etkilerin daha da büyümesine neden olabiliyor. Ülkeler; kapasite fazlalığını yönetebilmek için daha fazla enerji tüketmek ve karbon salınımını arttırmak zorunda kalıyor çoğu zaman... Türkiye ve dünya genelindeki çelik sektörünün sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilmesi için, aşırı kapasite sorunuyla birlikte çevre dostu üretim tekniklerine geçiş gerekiyor.
Ayrıca, aşırı kapasite sosyal anlamda da sorun yaratıyor dersek, çok da yanlış konuşmuş olmayız. Çelik üretiminde yaşanacak olası kapanmalar, iş kayıplarına yol açar. Bu durum, ekonomilerde olumsuz etkiler yaratır ve sektöre bağımlı olan bölgelerde işsizlik oranları her daim bu durumdan olumsuz etkilenir.
Sözün Özü…
Dünya genelinde kapasite fazlalığı sorununun çözülmesi, sadece ekonomik değil çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik açısından da önemlidir. Hem Türkiye hem de dünya çelik üreticileri, kapasite fazlalığından en verimli şekilde çıkabilmek için stratejilerini yeniden gözden geçirmeli ve daha verimli, çevre dostu üretim tekniklerine yönelmelidir.