Demir çelik ve özellikle otomotiv sektöründe ilginç dönemlerden geçiyoruz. Ve daha da önemlisi çok daha ilginç dönemler görecek gibiyiz. AB başta olmak üzere batılı ülkeler “Yeşil Dönüşüm” konusunda ciddi paralar harcamaya başladılar. AB çelik sektöründe son dönemde yapılan yatırımlar 20 milyar Euro seviyelerine ulaştı. Otomotiv sektöründe ise elektrikli otomobil üretimi için çok daha büyük paralar harcandı. Fakat hem Demir Çelik hem de Otomotiv sektöründeki sorunlar büyümeye devam ediyor. Volkswagen Grubu önümüzdeki üç yıllık süreçte 35.000 kişiyi işten çıkarıp birkaç fabrikasını kapatmayı planlıyor. Bazı Avrupalı çelik üreticileri de üretimleri azaltıp çalışan sayısını azaltmayı gözden geçiriyorlar. Avrupa çelik sektöründe şu an tek gündem “Green Steel” iken, Çinli çelik üreticileri devrim niteliğinde Ar-Ge çalışmalarına imza atıyorlar. Avrupalılar gibi çeliği üreten teknolojilerle uğraşmak yerine çeliğin üretim şekli üzerine çığır açan çalışmalar yapıyorlar.
Çin’de Çelik Üretim Süreçlerinde Çığır Açacak Çalışmalar Yapılıyor
Yapılan çalışmalarla yüksek fırınlarda geçen 5-6 saatlik süreleri dakikalara indirmeyi hedefliyorlar. Yüksek derecede ısıtılan fırınlara normalden çok daha fazla öğütülmüş ince demir cevheri tozu enjekte ederek; bir patlama yaptırdıktan sonra oluşan kimyasal reaksiyonla fırının tabanında biriken, doğrudan döküm veya tek adımlı çelik üretimi için hazır sürekli yüksek saflıkta demir akışı elde etmeyi başardılar. Bu yöntemle çelik üretim süreçlerini binlerce kat kısaltırken, karbon ayak izini azaltmayı ve Çin’de bol miktarda bulunan düşük tenörlü demir cevherini de üretimde kullanmayı hedefliyorlar. Batılı ülkelere göre cevher zenginleştirmede çok daha ileri seviyelerde olan ve 55 tenörden daha düşük cevheri zenginleştirerek kullanan Çin, görünen o ki bu rakamları çok daha aşağılara çekmeye hazırlanıyor. Elektrikli otomobilde ise batılı ülkelerin Çin ile rekabet etme şansı yok. Çözüm için tek başına ek vergiler ve ticari tedbirler; taşmaya hazırlanan dere yatağının önüne kâğıttan setler yapmaya benziyor. Özellikle birçok sanayi sektörünün hammaddesi olan çelikte Ar-Ge yapmadan, yeni ürünler geliştirmeden, üretim sürelerini ve maliyetlerini kısmadan Çin ile rekabet mümkün görünmüyor.
Batılı Ülkelerin B Planı Var mı?
Batılı ülkelerin bizim bilmediğimiz bir planı yoksa (ki bence bir planları yok), gelecek onlar için umut vadetmiyor. Peki Türkiye bu süreçte neler yapacak? Avrupalı üreticilerin izinden mi gidecek yoksa çok daha yenilikçi çalışmalarla hem karbon ayak izini azaltıp hem de rekabetçi olmaya devam mı edecek? Bunu hep birlikte izleyip göreceğiz.
Demir Çelik Sektörünün Yeni ve Dinamik Dergisi: SteelTürk
2024 yılını geride bırakıyoruz. SteelTürk Dergisi olarak bizler de 1’inci yılımızı doldurmanın mutluluğunu yaşıyoruz. “Demir Çelik Sektörünün Yeni ve Dinamik Dergisi” mottosuyla çıktığımız bu yolda bizlere verdiğiniz destek ve duyduğunuz güvenden ötürü sizlere bir kez daha teşekkür ediyoruz. Yeni yılın hepimize sağlık, huzur, bereket ve bol kazanç getirmesi dileğiyle… Nice Senelere. Saygılarımla…