Tatmetal Satış Direktörü Gülçin Şimşek, 2024 yılı çelik sektör değerlendirmesini bizlerle paylaştı.
“2025 yılında çelik sektörünün ana gündem maddelerinin yine anti-damping soruşturmaları ve bölgesel korumacılık önlemleri olacağını düşünüyoruz”
Türk Çelik sektörü açısından 2024 yılı nasıl geçti? Arz-talep ve fiyatlar nasıl bir yol izledi?
2024, özellikle çelik sektörü olarak her güne yeni bir gelişmeyle uyandığımız bir yıldı. Hurda veya demir cevheri fiyatında ertesi güne dair öngörü yapmakta oldukça zorlandık. Hurda yıl boyunca 425 USD ile 325 USD arasında geniş bir bant aralığında hareket etti. Cevher de aynı şekilde 145 USD ile 90 USD aralığında değişken bir seyir izledi. 5-6 yıllık öngörülerin, bütçelerin yapılabildiği bir sektör iken artık kararların anlık alındığı bir duruma geçtik diyebilirim.
Ekonomi alanında hem resesyon hem stagflasyon yaşadık. Bir yandan da enflasyon ve faizlerdeki yükselme eğrisi devam etti. Avrupa’daki yüksek faiz trendi şimdi Türkiye’de yaşanıyor. 2023 Mayıs ayında %8,5 olan politika faizi 2024 Mart ayına kadar %50’ye yükseldi. Bu durum piyasada finansa erişimi zorlaştırdı ve finansman maliyetlerini artırdı. Bununla beraber faiz ciddi bir yatırım aracı haline geldi ve para mevduatta tutuldu. Bu durum daha az yatırım ve üretim anlamına geliyor.
Türkiye İmalat Sanayi PMI değeri Mart ayından itibaren kritik değer olan 50 seviyesinin altında seyrediyor. Bu durum imalat sanayiinde daralmayı işaret etmektedir. Türkiye iç pazarında beyaz eşya ve otomotiv gibi kritik sektörler yılı daralmayla geçirdi. Yoğun ihracat yapan bu sektörler artan maliyetler, düşük kur politikası ve Avrupa’da daralan talebe bağlı olarak üretim adetlerinde ve kârlılıklarında ciddi düşüşler yaşadılar. Bu durum kuşkusuz çelik üreticilerini de olumsuz etkiledi. Global olarak düşen talep, fiyatların yıl sonuna doğru geri gitmesine neden oldu.
Artan üretim maliyetlerine rağmen döviz kurunun düşük kalması ve çelik talebinin düşmeye devam etmesi şirketlere ve çelik sektörüne nasıl yansıyor?
Son tüketici pazarındaki gerilemeler o pazarlar için üretim yapan bizim gibi üreticileri olumsuz etkiliyor. Arzı durdurmak bir çözüm olmadığı için, fiyatlar ve kâr marjları olumsuz etkileniyor.
İşçilik maliyetlerinin yüzde 10’lara çıktığı konuşuluyor, asgari ücrete zam gündemde, döviz kuru yükselmiyor, enerji maliyetleri oldukça yüksek ve teşvikler yeterli değil. Demir Çelik sektörü üretimin kesintisiz yapıldığı, hiç durmadığı bir sektör. Yarattığı istihdam ve birçok sektörün ana hammaddesi olarak ülkeler için çeliğin ayrı bir önemi bulunuyor. Fiyat rekabetçiliği de işin sürdürülebilirliği açısından çok tercih edilmemesi gereken bir yöntem; bu nedenle destekleyici teşviklere, demir çelik özelinde politikalara ihtiyaç var.
Ancak tüm bu gelişmelere rağmen Türk sanayisinin hayatta kalma ve hızlı değişen koşullara çabuk uyum sağlama becerisini göz ardı etmemek gerekir.
“Türkiye’nin yıllık yaklaşık 7 milyon ton galvanizli yassı çelik üretim kapasitesi bulunuyor”
2025 yılında hurda, cevher ve çelik fiyatları nasıl bir yol izleyecek? 2025 için öngörüleriniz neler?
Hurda artık altın kıymetinde, yeşil çelik üretimindeki artış ile yükselme trendi bekleniyor. Demir cevheri fiyatları ise Çin’deki talep durumuna bağlı konumda. Şu an Çin’deki cevher stokları 150 milyon ton ile rekor yüksek seviyede. Piyasalar talebi artıracak reel bir gelişme olmadığı sürece yatay seyrini koruyacak gibi gözüküyor. Bununla birlikte bizleri bekleyen ciddi bir Trump belirsizliği bulunuyor. Ocak ayından sonra farklı senaryoları konuşur duruma gelebiliriz.
2025’e yönelik öngörülerimizden biri rekabetin iç pazarda daha yoğun olacağı yönünde. Türkiye’nin yıllık yaklaşık 7 milyon ton galvanizli yassı çelik üretim kapasitesi bulunuyor. Bunun maksimum 4 milyon tonu iç pazara satılsa kalan 3 milyon ton’un ihraç edilmesi gerekiyor. Ama Türkiye’nin ihracatına baktığımızda en iyi dönemde 2 milyon ton ihracat yapılmış. Dolayısıyla rekabet iç pazarda daha fazla artacak diyebilirim. 2025 yılında çelik sektörünün ana gündem maddelerinin yine anti-damping soruşturmaları ve bölgesel korumacılık önlemleri olacağını düşünüyoruz.
Son olarak çelik sektörüne dair görüşleriniz ve eklemek istedikleriniz varsa belirtiniz…
Tüm bu gelişmelere rağmen Türk sanayisinin hayatta kalma ve hızlı değişen koşullara çabuk uyum sağlama becerisini göz ardı etmemek gerekir.
İçerikler SteelTürk Dergisi tarafından özel olarak hazırlanmış olup, içerikler alıntılanamaz, değiştirilerek dahi kullanılamaz.